Cenâb-ı Hak buyuruyor:

"Nerede olursanız olun, ölüm size ulaşır!.. Sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile!..” (Nisâ, 78)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

"Âhirete göre dünya, sizden birinizin parmağını denize daldırmasına benzer. O kişi parmağının ne kadar su ile döndüğüne baksın!” (Müslim, Cennet, 55; Tirmizî, Zühd, 15; İbn-i Mâce, Zühd, 3; Ahmed, IV, 229)

Hz. Mevlânâ buyurur:

"Dünyanın hiçbir köşesi iptilâsız ve tuzaksız değildir. Hakk’ı gö­nülde bularak ve O’na sığınarak, O’nun mânevî huzûrunda yaşamaktan başka kurtuluş, huzur ve rahat yoktur.”

"Allâh’a yemin ederim ki, sabrı yaşayamayan, fâre deliğine sığınsa bile, bir kedinin pençesinden kurtulamaz.”

İnsanların içinde bulunarak onların ezâ ve cefâlarına gönül hoşluğu içinde katlanmanın fazîletini Muhammed İkbâl, şu temsîlî hikâye ile ne güzel ifâde eder:

"Câhil bir ceylan, olgun bir ceylana dert yanar:

"–Bundan sonra Kâbe’de, (avlanmanın yasak olduğu) Harem bölgesinde yaşayacağım. Zira ovalarda avcılar pusu kurmuşlar, gece gündüz peşimizde dolaşıyorlar. Artık avcı derdinden kurtulmak, huzûra kavuşmak istiyorum...”

Bunları dinleyen tecrübeli ceylan der ki:

"–Ey akıllı dostum! Yaşamak istiyorsan tehlike içinde yaşa. Kendini dâimâ bileyi taşına vur. Keskin ve cevherli bir kılıçtan daha keskin yaşa! Îmânın seviyesi, ancak zorluklar karşısında belli olur. Tehlike; senin gücünü imtihan eder. Beden ve rûhunun nelere kâdir olduğunu bize o bildirir.” (Osman Nuri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakı, Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

et-Tevvâb: Kendisine yönelen kullarının günahlarını affeden, tövbelerini kabul eden demektir.

Kısa Günün Kârı

Ölüm, bu kadar yakın ve herkes için muhakkak vâkî olacak bir hakîkat iken insanoğlunun, sanki bu dünyada ebedî kalacakmış gibi beyhûde meşgalelerle ömür sermayemizi tüketmeyelim!..

Lügatçe

cefâ: Üzme, eziyet etme.