"(Rasûlüm!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.” (A’râf, 199)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
"Şu kişilere merhametli davranınız: Bir milletin düşmüş olan azizine, fakirleşen zenginine, cahil bir toplum içerisinde yaşayan ve kadir ve kıymeti bilinmeyen âlime.” (Sehâvî Mekasıd, s.70)
Sa’dî, Gülistan’da demiştir ki:
Bir papağanla bir kargayı bir kafese koymuşlardı. Papağan, karganın çirkin manzarasından sıkılıyor, diyordu ki: "Ne çirkin surat! Ne iğrenç sima! Ne melun manzara!.. Keşke aramızda meşrıkla mağrip arası kadar açık olsaydı da şu yüzü görmeseydim.”
Asıl tuhaflık nerede!.. Karga da onun arkadaşlığından memnun değil. O da "lâ havle” çekerek inliyor, talihinin aksiliğinden şikâyet ediyor, diyordu ki: "Bu, ne talihsizlik! Benim şerefime lâyık olan, kendim gibi bir karga ile bir bağ duvarı üzerinde zıplaya zıplaya gezmekti.
Acep günahım neydi de böyle ahmak, kendini beğenmiş, saçma sözlü bir yabancının arkadaşlığıyla mübtelâ oldum.
Bu temsili şunun için getirdim ki, âlimler, cahillerden ne kadar nefret ederlerse, cahiller de âlimlerden yüz kat fazla ürkerler. (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân, 7.Cilt, 398.Sayfa, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Cebbâr: Dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan, mutlak iradesini her durumda yürüten, her güçlüğü kolaylaştıran, mahluklarının işlerini ıslâh eden; mahluklarının ihtiyaçlarını gideren, yaşama ve rızık sebeplerini sağlayan; kırılanları onaran, eksikleri tamamlayan, düzeni bozulan her şeyi tanzim eden demektir.
Kısa Günün Kârı
İnsana en sıkıntılı gelen zindan, aynı meşrebden olmayanların (zıtların) muâşeret etmesidir.
Lügatçe
melun: 1. Lânetlenmiş. 2. Kovulmuş. 3.Herkesin nefret ettiği kişi. meşrık: 1. Güneş doğacak cihet. Gündoğusu. Doğu. Şark ciheti. 2. Şems-âbâd, güneşi bol yer. Kış vakti ısınmak için güneşe karşı oturacak yer. 3. Tövbe kapısının adı. mağrip: Batı.