"De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, Rasûlü’nden ve O’nun yolunda cihâd etmekten daha sevimli ise artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah, fâsıklar topluluğunu hidâyete erdirmez.” (Tevbe, 24)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
"Sizden hiçbiriniz, ben kendisine malından, çocuğundan ve bütün insanlardan daha sevimli olmadıkça iman etmiş olmaz.” (Buhârî, İman, 8; Müslim, İman, 70)
Bişr b. El-Hâris (ra)’den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir:
"-Rüyâda Peygamber (sav)’i gördüm. Bana:
"-Ya Bişr, bilir misin Allah Teâlâ seni niçin akranlarından üstün kıldı?” diye sordu. Ben:
"-Hayır yâ Rasûlullah.” dedim. O:
"-Sünnetime tâbi olman, sâlihlere hizmet etmen, din kardeşlerine nasihatte bulunman, ashabımı ve ehl-i beytimi sevmen sayesinde. Seni iyilerin (ebrâr) makamına ulaştıran işte bunlardır.” buyurdu.
Ben derim ki: Halis mahabbet, büyük bir kapıdır. Ancak kalb-i selîm sahibi kimselere açılır. Hâlis mahabbetin tesiri çok büyüktür. Durumu şaşırtıcıdır. (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân, 7.Cilt, 272. Sayfa, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
er-Rahmân: Dünyada, iyi de olsa, kötü de olsa, mü’min de olsa, kâfir de olsa, hiçbir ayırım yapmadan, nimetini bütün kullarına veren, hepsine karşı sonsuz merhametini gösteren zatın ismidir.
Kısa Günün Kârı
Allah Teâlâ’dan bizleri Allah sevgisini ve Rasûlü’nün sevgisini, bunların dışında kalanların sevgisine tercih edenlerden kılmasını niyaz ederiz. Âmin!.
Lügatçe
mahabbet: Sevgi. kesad: Sürümsüz, kesat. fâsık: Kötü düşünen. hidâyet: Doğruluk. Hakkı hak, bâtılı da bâtıl olarak görüp doğru yola girmek. Dalâletten ve bâtıl yoldan uzaklaşmak.