"Yine de ki: Hak geldi; bâtıl yıkılıp gitti. Zaten bâtıl yıkılmaya mahkûmdur.” (İsrâ, 81)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
"Kul, İslâm’ı kabul edip de onu güzel yaşarsa, daha önce yaptığı her sevabı yazılır, geçmişte yaptığı her bir günahı da silinir. Ondan sonra (yaptığı amellerin karşılığı) şöyle olur: Her sevaba karşılık on ilâ yediyüz katına kadar sevap yazılır. Günah ise karşılığı ne ise öyle yazılır, ancak Allâh bağışlayıp da o günahtan tamamıyla geçiverirse başka.” (Nesâî, Îmân, 10)
Müslümanlar, Mekke’yi fethettikleri gün, sabaha kadar tekbîr ve tehlîl getirdiler, devamlı olarak Kâbe’yi tavâf ettiler. Bunu gören Ebû Süfyân, zevcesi Hind’e:
"–Sen bunun Allâh’tan olduğu kanaatinde misin?” diye sordu.
Hind:
"–Evet! Bu, Allâh tarafından olan bir iştir!” dedi.
Ertesi gün Ebû Süfyân, erkenden Rasûlullâh (sav)’in yanına gitti. Allâh Rasûlü ona akşam hanımıyla arasında cereyân eden konuşmayı nakletti.
Ebû Süfyân:
"–Şehâdet ederim ki, Sen Allâh’ın Rasûlü’sün! Varlığım kudret elinde bulunan Allâh’a yemin ederim ki, bu sözümü Allâh ile Hind’den başkası işitmemiştir!” dedi. (İbn-i Kesîr, el-Bidâye, IV, 296)
Fetihten sonra Mekkeliler çocuklarını Rasûlullâh (sav)’e götürüyor, O da onların başlarını sıvazlıyor ve kendilerine duâ ediyordu. (Ahmed, IV, 32)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Musavvir: Her mahlûku, ezelî hikmetinin gereği, çeşitli şekillerde yaratan, tasvir eden, her varlığa ayrı bir şekil ve özellik veren demektir.
Kısa Günün Kârı
Büyük Hak dostu Mevlânâ (ks), bir ömür boyu akla hayâle gelmedik çileleri göğüsleyerek putları kıran Rasûlullâh (sav)’e ne kadar minnettâr olmamız gerektiğini şöyle ifâde buyurur:
"Ey bugün müslüman bulunan kimse! Eğer Hazret-i Ahmed -aleyhissalâtü vesselâm-’ın sa’y ü gayreti ve putları kırdırmak husûsundaki himmeti olmasaydı, sen de ecdâdın gibi putlara tapardın.”