"Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evlâdı, ne de evlâdın babası nâmına bir şey ödeyemeyeceği günden çekinin. Bilin ki, Allâh’ın vaadi hakikattir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allâh’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın!”(Lokmân, 33)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
"Mü’min, günâhını şöyle görür: O, sanki üzerine her an düşme tehlikesi olan bir dağın dibinde oturmaktadır. «Dağ üzerime düşer mi?» diye korkar durur. Fâcir (günahkâr) ise, günahı burnunun üzerinden geçen bir sinek gibi görür.” (Buhârî, Deavât, 4; Müslim, Tevbe, 3)
Hz. Ömer, bir gün Übey bin Kâ’b (ra)’a takvânın ne olduğunu sormuştu. Übey (ra) ona:
"–Sen hiç dikenli bir yolda yürüdün mü ey Ömer?” dedi.
Hz. Ömer:
"–Evet, yürüdüm.” karşılığını verince bu sefer:
"–Peki, ne yaptın?” diye sordu.
Hz. Ömer de:
"–Elbisemi topladım ve dikenlerin bana zarar vermemesi için bütün gücümü sarf ettim.” cevâbını verdi.
Bunun üzerine Übey bin Kâ’b şöyle dedi:
"–İşte takvâ budur.” (İbn-i Kesîr, Tefsîr, I, 42)
Takvâ, insanın kendi fânîliğini unutmamasıdır. Zira ham nefsin mayasında fânîliğe isyan vardır. O nefis, sonsuzluğun seyyâhı olmak ister. Dünyadaki fânî hayatın kabına sığamaz. Ebedîliğin hasretiyle fânilikten kaçış hâlindedir. Bu yüzden fânîliği hatırlatan ölüm, nefsin gözünde korkunç hâle gelir. Aklın ve kalbin îcâbı ise, kuru bir ölüm korkusu yerine, nefsânî arzuları bertaraf edip amel-i sâlihlerde bulunarak ölümü güzelleştirmektir.
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Afüvv: Kullarının günahlarını kendilerinde sorumluluk kalmayacak bir şekilde affeden, amel defterinden günahları silen, hatırlayıp da mahcup olmasınlar diye de kuluna o günahı unutturan demektir.
Kısa Günün Kârı
Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, günahlar, cennet yasaklarıdır. İnsan bu hatalarını artırdıkça, cennete girme imkânı da daralmış olmaktadır. Bu yüzden hatalardan vazgeçilecek, yeni ve güzel amel-i sâlihler edinilecek mevsim, gençlik devridir. Zira gençlikte Allâh’a yaklaşmak, hem daha kolay, hem de daha bereketlidir. Fakat bu hususta da aceleci olmak ve hayırlı niyet ve amelleri tehir etmemek gerekmektedir. Çünkü ömür kısa, vakit ise hızla tükenmektedir.
Lügatçe
takvâ: Günahlardan kendini korumak. Dinin yasak ettiğinden veya haram olduğunda şüphesi olan şeylerden çekinmek.