"Gecede bir saat vardır ki, Allah’tan dünya veya ahretle alâkalı bir hayır taleb eden bir müslüman o saate rastlarsa, Allah istediği şeyi ona mutlakâ verir. Bu saat, her gecede vardır.”(Müslim, Müsâfirîn, 166)
Hasan-ı Basrî Hazretleri’ne sordular:
"-Gece namazı kılanların yüzleri niçin güzel ve nurlu olur?”
Şöyle buyurdu:
"-Çünkü onlar, Rahmân ile baş başa kalmışlardır…”
Bu beraberlik dolayısıyla âşıklar, gecenin nasıl geçtiğini anlayamadan iştiyak ve muhabbetleri artmış bir vaziyette sabaha ulaşırlar.(Osman Nûri Topbaş, İmandan İhsana Hak Yolculuğu, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna(Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hakîm:Bütün işleri yerli yerince ve eksiksiz olan, hüküm ve hikmet sahibi, eşyanın, işlerin ve her şeyin hakikatini bilen demektir.
Kısa Günün Kârı
Eğer mü’min, geceyi gâyeli kullanabilir ve zikrin rûhâniyetinden nasip alabilirse gecesi gündüzünden daha aydınlık olur. Lâkin gâyesiz ve uykuya mahkûm bir gece ise, taşa, denize ve çöle yağan yağmur gibi semeresiz ve telâfisi zor bir kayıptır.
Lügatçe
kıyâm:Ayakta durmak, ayağa kalkmak. Namazın iftitah tekbiriyle rüku arasındaki ayakta durma kısmı. ihyâ:Gece de uyumayıp çalışmak ibadetle vakit geçirmek. iştiyak:Göreceği gelme, özleme.