"Siz de tıpkı kendinizden öncekiler gibisiniz. Oysa onlar kuvvetçe sizden daha yaman, mal ve evlatça sizden daha çok idiler. Onlar (dünya malından) kendi paylarına düşenden faydalandılar. Sizden öncekilerin kendi paylarına düşenden faydalandıkları gibi siz de kendi payınıza düşenden faydalandınız ve (bâtıla) dalanlar gibi siz de (bâtıla) daldınız. Onlar yaptıkları işler, dünya ve âhirette boşa gitmiş kimselerdir ve ziyana uğrayanlar da onlardır.” (Tevbe, 69)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
"Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi de, nefsini duygularına tâbi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup duran (bunu yeterli gören) dır”(Tirmizî, Kıyâmet 25. İbni Mace, Zühd 31)
Hz. Âişe (r.anhâ)’nın şöyle dediği rivayet edilmiştir: Rasûlullah (sav) minberde ve insanlar da etrafında olduğu halde şöyle buyurdu:
"Ey insanlar! Allah’tan ona yaraşır biçimde hayâ edin!”
Bir adam:
"Yâ Rasûlallah! Biz Allah’tan zâten hayâ ediyoruz.” dedi.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz:
"Sizden hayâ eden kimse, her gecesini eceli gözünün önünde olduğu halde geçirsin. Karnını ve karnının ihtiva ettiği şeyi, başını ve başının sahip olduğu şeyi muhafaza etsin. Ölümü ve eskiyip çürümeyi hatırlasın. Dünya ziynetini terk etsin.” buyurdu. (Tirmizî, Kıyamet, 24; Müsned, I, 387)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Latîf: Sonsuz lütuf be kerem sahibi, bütün işleri en ince teferruatına kadar bilen, her şeyin derinliğine nüfuz eden, mahlûkatının ihtiyaçlarını en ufak detayına kadar bilen ve en mükemmel şekilde karşılayan, ince, sezilmez yollarla kullarına çeşitli faydalar ulaştıran demektir.
Kısa Günün Kârı
Sa’dî şöyle der:
Sultanlıktan daha yüksek makam yoktur deme Dervişin sultanlığından daha güvenli değildir
Böylece dünya ehlinin hali ile âhiret ehlinin hali ortaya çıkmıştır. Akıllı insan ölüp kabre konuluncaya kadar tüm bunlardan ibret alır ve bunlar üzerinden inceden inceye düşünür.