"Ey îman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi fark ettirip (izin alıp) ev halkına selâm vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir; herhalde (bunu) düşünüp anlarsınız.” (Nûr, 27)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
"İzin istemek göz(ün evin ayıplarını görmemesi) için şart kılınmıştır.” (Buhârî, İsti’zân 11; Müslim, Edeb 41. Tirmizî, İsti’zân 17)
Adiy b. Sâbit’ten gelen bir rivâyete göre Ensar’dan bir adam şöyle demiştir: "Bir kadın Rasûlullah (sav)’e gelip: Ya Rasûlallah, bazen evimde kimsenin görmesini istemediğim bir halde bulunuyorum. Derken birisi gelip farkında olmadan içeri giriyor, ben ne yapayım?” dedi. Peygamberimiz (sav) ona, dönüp gitmesini söyle dedi. Ardından konumuzun başındaki âyet-i kerime nazil oldu. (İbn Kesîr, Tefsir, III, 280)
Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor:
"İzin istemek üç defadır. İzin verilirse girersin, verilmezse geri dönersin.” (Buhârî, İsti’zân 13; Müslim, Edeb 33-37)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Mümît: Ölümü yaratan, ecelleri geldiğinde canlıları öldüren, mahlûkuna bağışlamış olduğu his ve hareket enerjisini zamanı gelince kesen demektir.
Kısa Günün Kârı
Bir eve girmek için izin istemek gerekir. İznin sebebi, gözü haramlardan korumak, hâne sahibinin görülmesini istemediği şeyleri görmemektir. İzinsiz başkasının evine girilmez. Bir eve herhangi bir maksatla gidildiğinde, girilip girilmeyeceği ev sahibinin iznine bağlıdır.
Lügatçe
izin: Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet.