"Sûra üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır; birbirlerini de arayıp sormazlar.” (Mü’minûn, 101)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
"Sûr sahibi boruyu ağzına koymuş, ne zaman üflemekle emrolunursa hemen üfleyeceği ânın iznini bekleyip durmakta iken ben nasıl sevinebilirim?” (Tirmizî, Kıyamet 8; Tefsîru sûre 39)
Şa’bî’den rivâyet edildiğine göre Âişe (ranhâ): "Ey Allah’ın Rasûlü, kıyâmet günü birbirimizi tanıyacak mıyız? İşitiyorum ki Allah "Sûra üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır; birbirlerini de arayıp sormazlar.” buyuruyor.” dedi. Efendimiz (sav):
"Üç konak vardır ki onlarda her nefis kendinden geçer. Her insana amel defteri verildiği zaman, mizanlar kurulduğu zaman ve cehennem köprüsünün (sırat) üzerinde.” buyurdu. (Deylemî, hadis no: 8641; Ebû Dâvûd, hadis no: 4755)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Muîd: Ölümden sonra tekrar yaratacak olan, öldükten sonra dirilten demektir.
Kısa Günün Kârı
Kıyametin kopması sûr ile bildirelecektir. Sûra üfleyecek melek İsrâfil olup dört büyük melekten biridir. Kıyamet günü dehşetli ve uzun bir gündür. Bir konakta birbirlerini arayıp sormaktan ve tanımaktan alıkoyacak kadar onların üzerinde korku ve endişe artar da onun farkında bile olamazlar. Kıyamete hazırlıklı olmak gerekir. Bu hazırlık, iyi ve güzel ameller işlemek, kötülüklerden uzak durmak, böylece Allah’ın rızâsını kazanmakla mümkün olur.
Lügatçe
sûr: Kıyamet günü İsrâfil (as)’ın üfleyeceği boru. mizan: Terazi.
